Türk Dil Kurumu'na göre müdahale kelimesi; bir olaya el atmak, karışmak, araya girmek, bir olayın seyrine dışarıdan etki etme durumunu ifade eder, diyor.
Dersimiz Türkçe değil, merak etmeyin. Sadece ya bizi zeka seviyesi düşük yerine koyuyorlar ( ki genelde öyle oluyor maalesef ) ya da kelimenin anlamını bilmediğimizi düşünüyorlar.
Malum, her gün "ucuz ölümler ülkesi" diye cümleye başlanan ölüm haberleri dinliyoruz .
Madende işverenin doymak bilmeyen para hırsı ve ihmalkarlığı yüzünden ölürsün, "işin fıtratında var" derler.
Dere yatağına yapılan evde selden ölürsün, "doğal afet" derler.
İnşaatta ölürsün, "iş kazası" derler.
Deprem olur, Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz müteahhitler yüzünden ölürsün, "Allah'tan" derler.
Yolda yürürken ya eski kocan öldürür ya da manyağın tekinin samuray kılıcı hevesine denk gelip, ölürsün, "kader" derler.
Ölüm kategorilerimize dünden itibaren yeni bir kategori eklendi, "MÜDAHALE."
Yeni ölüm kategorimizin isim babası ise Çalık Holding. Çünkü dün yani 9 Mayıs 2025 tarihinde Çalık Holding'in eski bir çalışanı olan Erol Eğrek, holdingin güvenlik görevlileri olduğu iddia edilen 10 kişi tarafından dakikalarca DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLDÜ.
Erol Eğrek, bir dönem Çalık Holding'in Türkmenistan'daki fabrikasında çalışmıştı ve 7 milyon lira tazminatını son 10 yıldır alamıyordu. Üstelik de yargıya güvenmiyorum dememiş, zaten yandaş şirket sonuç alınmaz dememiş, defalarca mahkemeye vermiş ve tazminatını almaya hak kazanmıştı.
Lakin yazılı kanunların değil, gücü elinde bulunduranların hukukunun geçerli olduğu Türkiye'de iddialara göre Çalık Holding mahkeme kararına rağmen tazminatı ödemedi. Cuma günü holdingin Şişli'deki binasına giden Erol Eğrek, güvenlik görevlisi olduğu iddia edilen 10 kişinin dakikalarca dövmesi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti ve holding durumun "müdahale" olduğunu ifade etti.
49 yaşındaydı Erol Eğrek. Yıllarca verdiği emeğin, alın terinin karşılığını, yasal haklarını alabilmek için 10 yıl boyunca mücadele etti. Sonunda da ona tüm haklarını "ölümle" ödediler.
Bugün toprağa verildi. Holding önüne eyleme giden gruplar oldu, DİSK cinayet açıklaması yaptı, haber sitelerinde ve haber bültenlerinde yer aldı, birkaç sosyal medya paylaşımı yapıldı.
Kaç gün sürer bu yaşananı gündemde tutma çabası. Ben diyeyim 4 gün, siz deyin 1 hafta. Sonra ? Sonra her zaman olduğu gibi önce durumu normalleştirme, normal olduğunu kabul etme sonrasında yok sayma ve en sonda da unutup, gitme. Neden ? Çünkü bizim başımıza gelmedi, Bizim tanıdığımız, sevdiğimiz birinin başına gelmedi. Ateş yine düştüğü yeri yaktı. Üzülerek yazıyorum ki bundan sonra da öyle olacak.
Tüm haksızlık, hukuksuzluk, cezasızlık karşısında biz susacağız, ses çıkaranlar bedel ödeyecek, onlar bedel ödüyor diye biz daha çok susacağız, yeni bir kurtarıcı gelse de bizi kurtarsa diye bekleyip, kendi, hayatımıza devam edeceğiz. Hatta hayatlarımıza devam ederken "ay bu olaylar beni çok negatif etkiliyor" deyip, sırt çevireceğiz.
Sonra da tüm vicdan yoksunu, ahlak yoksunu, insanlık yoksunu mahluklardan olmasını gerekeni yapmasını bekleyeceğiz.
Daha çok bekleriz.
Rahmetli anneannem ve annemin dediği gibi; "vay gidene !"